İnsanoğlu olarak duygularımızı, düşüncelerimizi, fizyolojik ihtiyaçlarımızı kontrol etmeye çalışırız. Kendi güvenli alanımızı oluşturmak için kendimize ait şeyleri kontrol etme ihtiyacımız vardır. Bu çok doğal bir durumdur. Ancak bazen kontrol etme ihtiyacımız kendimiz ile sınırlı kalmaz etrafımızdaki insanları da kontrol etmek isteriz.

Peki bir insan neden başkasını kontrol etmek ister?

Başkasını kontrol etmek bir savunma mekanizmasıdır. Kendi sorumluluğumu almaktansa başkasını kontrol etmem daha kolaydır.

Kontrol etmek demek müdehale etmek demektir. Kişi müdehale halindeyken kendisi ile teması keser ve karşı tarafa yönelir. Yani kendi problemlerinin üstünü örter bu nedenle bir savunma mekanizmasıdır deriz. Kendisini iyi hissetmek için kendisi ile teması kesip karşı tarafa yönelir.

Örneğin, eşinin annesiyle konuşmasını istemeyen bir bayan sürekli kocasına baskı yapar. Burada bayanın ayrışma problemi vardır. Aslında kendisinin ayrışma problemi olduğu için ve bunu kendisi yapamadığı için kocasına baskı yapıyordur. Verilen mesaj şudur aslında ben senden ayrılamıyorum sen ayrış, sen agresif ol…

Bu örnekteki bayan kendi ayrışamama problemine odaklanmak yerine kendisiyle teması kesip eşinin alanını kontrol etmeyi tercih etmektedir. Çünkü insanın kendisine dönmesi acıdır. Acıyla baş etmek de sorumluluk gerektirir.

Tıpkı eline diken battığında ki gibi, ona dokunmazsan elin acımaz taa ki elin bir yere çarpıncaya kadar. Ancak ne zaman dikeni çıkartmaya karar verirsen, işte o zaman acıyı hissetmenin sorumluluğunu almışsındır. Sorumluluğu alıp dikeni çıkartırsan. Acıdan sonra müthiş bir rahatlama gelir… O halde neden sürekli kendi acımı hissetmemek için kendi alanımla teması kesip başkalarının alanını işgal ediyorum. Bu geçici bir çözüm yolu. Değişmeyi bekleyen, tamir edilmeyi bekleyen taraflarım orada duruyor. Gerçek bir rahatlama için kendime dönmeme ihtiyacım var.

Tavsiye; hadi bugün başkası ile uğraşma kimin ile uğraşıyorsan bilki kendinden kaçmak için…

Kendi hayatının sorumluluğunu küçük küçücük bir noktada olsa bile al… Hadi durma biraz cesaret…