Libido dergisinin kapağında yazan bir cümle beni tetikledi bugün: “Aşk yoktur, libido vardır”

Ben de aşkı kendimce yazayım dedim. Düşününce aklıma şu sorular geldi;

Gerçekten aşk var mıdır? Aşk derken içine gizlediğimiz duygular nelerdir? Gerçek aşkı arıyorum diyen bir insan gerçekte neyi aramaktadır? Aşk yoksa geçmişi telafi etme çabası mıdır? Esas olan aşk mıdır? Sevgi midir?

Leyla ile Mecnun’un hikayesini bir çoğunuz biliyorsunuzdur. Mecnun Leyla’ya olan aşkından dolayı dağları delmeyi göze aldı. Leyla’ya ulaşma amacıyla yola çıktı ama sonun da Leyla’ya değil rabbine ulaştı. Aradığı sonsuz sevgi, şefkat, sadakat, merhamet… Her şeyin asıl kaynağına ulaştı.

Mecnun’un gerçekten aradığı neydi acaba? Somut algıda Leyla olarak görünen gerçek ihtiyacı neydi?

Hepimiz çocukken alamadığımız bazı ihtiyaçların peşinde oluruz yaşamımız süresince… Annemizden- babamızdan yeterince alamadığımız ilgi, şefkat gibi duyguları alıp tamamlanma peşinde oluruz. Bu yüzden de karşımıza çıkan insanlardan almaya çalışırız. Ne yazık ki çocuğu zaman bir çoğumuz ihtiyacının ne olduğunun farkında bile olmadan bunu “aşk sanrısı” adı altında yaşar. Söylemleri genelde şöyledir; Aradığım aşk bu, bu kişi beni mutlu edebilir, ilgisi ayaklarımı yerden kesiyor… şeklinde söylemler… İlerleyen süreçte en ufak tartışmada karşı taraftan aldığı olumsuz tepki büyük çoğunlukla yüksek yerden betona çarparcasına acı hissetmesine neden olur. Geçmiş acı hatıraları tetiklenir. Tıpkı annesinin şefkatine ihtiyaç duyduğu o minik halinde annesinin kendisini görmemesi durumunda hissettiği acı gibi… Bu durumda çocukken iki şey yaparsın; ya anneni kaybetmemek için tamamen ona yapışırsın ya da anneni yok sayıp alman gereken duygusal ihtiyaçlarının üstünü örtersin. Duyguların kangren olur. Yetişkin olduğumuzda da aynı paterni devam ettiririz. Ya acı verdiği halde o partnerden ayrılamazsın yapışıp kalırsın ya da karşı cinsten nefret edersin.

Gerçekte aradığın şey Ahmet, Ayşe olarak bürünüp sana gelsede, küçükken annenden, babandan alamadığım şefkat ve ilgidir aslında…

Bunun farkında olursak eğer karşımıza çıkan herkese duygusal yatırım yapmayız. Aradığımız şeyi gerçekten verip veremeyeceğini araştırırız. Aşk denilen şey bedenseldir asıl olan sevgidir. Sevginin içinde; fedakarlık, anlamak, güven, kabul etme gibi kavramlar vardır. Kısacası emek vardır ve bu birden oluşmaz. Zamanla oluşabilecek bir şeydir sevgi…

Tavsiye; ihtiyaçlarımızın farkına varalım.

İkinci olarak, karşınıza çıkan kişi size aşkın ötesinde sevgi verebilecek mi? Bunu araştıralım…