Muhataplarınla olan ilişkini nasıl yaşıyorsun?

Bazı insanlar vardır varlığını sadece muhatap üzerinden hisseder. Muhatap olmazsa varlığını hissedemez. Psikoloji biliminde bu duruma “insan bağımlılığı” denir.

İnsan bağımlısı olan kişilerin yaptığı her şey karşılığında “sevgi” almak içindir.

İlişkilerinde bakıcılık rolü üstlenirler. Çünkü muhatabına bakım verdiğinde, onun problemi ile hallendiğinde sevgi göreceğini düşünüp kendini önemli hisseder. Bu nedenden dolayı genellikle ihtiyaç sahipli sevgi kapasitesi düşük insanları seçerler. Ve bu insanlardan sevgi beklerler. Oysa ki acı çeken kişi sevgi veremez, sevgiyi bu kişiden alamadığı için kendini daha çok değersiz hisseder… Beklenilen sevgiyi alamadığı için “sevgi” onlar için “acı”dır. Sorunu olmayan kişiyi hayatına almaz, çünkü kendisini değerli hissetmesi için muhatabı için bir şeyler yapması gerekir. Karşı tarafa bir şey yapma isteği ile aşırı kontrolcü bir yapıya bürünürler. Karşı taraf bunu reddederse hayalkırıklığı yaşayıp mağdur rolü oynar. “Ben onun için herşeyi yapıyorum ama o bunun kıymetini bilmiyor”.

Sınırları öyle geçirgendir ki sevgiyi kaybetmemek için asla “hayır” diyemezler. İstemedikleri durumlara bile boyun eğerler ve bu durum onlarda öfke oluşturur.

Kötü iletişim kurarlar çünkü karşı tarafı ya suçlarlar “beni yeterince sevmiyorsun” diye ya da yalvarırlar “beni sev” diye…

Ailelerinden sevgiyi koşullu elde etmişlerdir. “Notların iyi olursa seni daha çok severim” gibi… Bu nedenle muhatabım için daha çok şey yaparsam daha çok sevilirim inancını sürdürürler.

İletişimde asla gerçek duygularını paylaşamazlar. “Öfkemi paylaşırsam beni sevmez” gibi…

Kısacası, başkasının varlığında kendini var etmektir insan bağımlılığı… Almak istediğin bir tutam sevgi için kendinden vazgeçmektir insan bağımlılığı… En kötüsü de sevgi almak için çırpınırken her şeyi daha da felaketleştirip bataklığın dibine gömülürler…